-
1 davul çalmak
звони́ть во все колокола́; растрезво́нить -
2 davul çalmak
v. beat the drum, drum -
3 davul çalmak
dahol lêdan -
4 davul çalmak
a) to drum b) to shout sth from the rooftops -
5 davul
davul (große) Trommel f, Pauke f; fam Hintern m;davul çalmak die Trommel rühren; fig ausposaunen -
6 davul
бараба́н (м)* * *даву́л, большо́й бараба́нdavul dövmek — бить в бараба́н
davul sesi — бараба́нный бой
••davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı — посл. би́ли в бараба́н мы, а сбор доста́лся други́м
davul boynunda, tokmak bir başkanın elinde — погов. он всего́ лишь игру́шка в рука́х друго́го
- davul çalsan işitmezdavulun sesi uzaktan hoş gelir — погов. сла́вны бу́бны за гора́ми
- davul gibi -
7 çalmak
v. steal, blow, lift, walk away with, bag, thieve, knock off, knock, abstract, adopt, cop, crib, defalcate, filch, grind, grind out, heist, hijack, hoist, hook, hoot, incline, jangle, jingle, knelt, mooch, nick, nobble, make off with, pilfer, pinch--------çalmak (davul)v. beat--------çalmak (hayvan)v. rustle--------çalmak (kapı)v. rap--------çalmak (müzik)v. play, render, finger--------çalmak (renk)v. verge on, verge into, verge--------çalmak (saat)v. strike--------çalmak (tamtam vb.)v. beat out--------çalmak (telli çalgı)v. twang--------çalmak (yeşile vb.)v. tend--------çalmak (çan)v. chime--------çalmak (çanlar)v. peal* * *1. pilfer 2. ring -
8 davul
"1. drum. 2. slang behind, rump. - çalmak 1. to beat a drum. 2. colloq. to tell everybody, tell the world. -u biz çaldık, parsayı başkası topladı. colloq. We did the job and took all the trouble; others benefited from it. - çalsan işitmez. colloq. 1. He is stone deaf. 2. He sleeps like a log. 3. He is too engrossed in his work to hear you. -a dönmek to swell up. - dövmek to beat a drum. - gibi tightly swollen. - onun boynunda, tokmak başkasının elinde. colloq. He is only a puppet; someone else pulls the strings. -un sesi uzaktan hoş gelir. proverb Distance lends enchantment to things. - tozu, minare gölgesi colloq. imaginings, impossible things. - zurna ile (celebrating an occasion) with a lot of hoopla."
См. также в других словарях:
davul çalmak (veya dövmek) — 1) davula vurarak ses çıkarmak 2) mec. bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
DARBELE — Bir yürüme çeşidi. * Davul çalmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ney (Turkish) — This article is about the Turkish flute. For the Arabic version, see Ney. Turkish Shah Ney The Turkish ney reed flute, together with the Turkish tanbur lute and Turkish kemençe fiddle are considered the most typical instruments of Classical… … Wikipedia
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tef — is., Far. def Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tef çalsan oynayacak tefe koymak tefe koyup çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
trampet — is., Fr. trompette İki değnek ile çalınan küçük davul Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller trampet çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük